Browse Category

Haberler

Web sitelerinden derlenen çeşitli haberler

3G İhalesini Türkiye Kazandı

Türkiye’nin neredeyse yılan hikayesine dönen 3G ihalesi nihayet yapıldı. İhalede Avea, Turkcell ve Vodafone 3G lisansı aldı.

09 Ekim 2008 tarih ve 27019 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “IMT-2000/UMTS Hizmet ve Altyapılarına İlişkin Yetkilendirme” ihalesi ilanı uyarınca,  bugün Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Ankara’daki merkez binasında gerçekleştirilen lisans ihalesinde A tipi lisansı 358 milyon Euro karşılığında Turkcell kazandı.  

A, B,C ve D lisansları için ayrı ayrı yapılan ihalelerde ilk önce A tipi lisansa ilişkin verilen teklifler açıldı.  

Asgari teklif bedeli 285 milyon Euro olan 40 MHz bant genişliğindeki A tipi lisans için  

Avea 285 milyon Euro  

Turkcell 358 milyon Euro 

Vodafone 298 milyon Euro teklif iletti.  

Daha sonra yapılan açık artırmada Avea 348 milyon Euro teklif verdi, Vodafone açık artırmada teklif vermedi. A tipi lisans İhalesini 358 milyon bedelle Turkcell kazandı.  

Geçtiğimiz yıl yapılan ve daha sonra iptal edilen ihalede 252 milyon Euro asgari bedel belirlenen A tipi lisans için Turkcell 311 milyon Euro teklif vermiş, daha sonra teklifini 321 milyon Euro’ya yükseltmişti.

B ve C tipi

İhalede asgari teklif tutarı A lisansı için 252 milyon, B lisansı için 224 milyon, C lisansı için 196 milyon, D lisansı için 140 milyon euro olarak belirlenmişti. Önce A lisansı için teklif alındı. 

249 milyon Euro asgari bedelle satışa çıkarılan 35 MHz bant genişliğindeki B tipi lisans için ise geriye kalan iki operatörün teklifi dikkate alındı. Açılan teklif zarflarında her iki operatörün de 250 milyon Euro teklif verdiği anlaşıldı. Her iki operatöründe açık artırmaya katılmaması üzerine B tipi lisans kura ile Vodafone’un oldu.

İhaleye teklif veren operatörlerden ilk iki ihaleden eli boş çıkan Avea ise C tipi lisansla yetinmek zorunda kaldı. 

Kaynak: cnetturkiye

Bilgi İşlemciler İş Yöneticileriyle İletişemiyor

Deloitte Bilgi Teknolojileri (BT) – İş Dünyası Dengesi 2008 Araştırması’na göre BT teknolojilerinin öneminin daha iyi anlaşılmaya başlandığını, ancak halen 5 kurumdan 3’ünde bir BT Yönlendirme Komitesi’nin bulunmadığını ortaya koydu. 

İş dünyasında teknoloji yatırımlarının katma değerlere dönüşümünü ölçümlemek ve bilgi işlem departmanlarının etkinliğini gözden geçirmek amacıyla gerçekleştirilen Deloitte Bilgi Teknolojileri (BT) – İş Dünyası Dengesi 2008 Araştırması bu yıl ilk defa Türkiye’yi de kapsayacak şekilde genişletildi. Çalışma Türkiye’de BT teknolojilerinin öneminin daha iyi anlaşılmaya başlandığını, ancak halen 5 kurumdan 3’ünde bir BT Yönlendirme Komitesi’nin bulunmadığını ortaya koydu.

Belçika, Güney Afrika, İtalya, Fransa, Hollanda ve Türkiye’de iş dünyasından üst düzey yöneticilerin ve BT yöneticilerinin katılımıyla gerçekleştirilen Deloitte Bilgi Teknolojileri (BT) – İş Dünyası Dengesi 2008 Araştırması, BT Yönetişimi, BT Gelişimi ve Trendleri, BT Yönetimi, BT Dış Kaynak Kullanımı ve BT Güvenliği alanında yapılan zengin analizlerle yayınlandı. 

Araştırma kapsamında BT teknolojilerinin son iki yıl içinde kuruma etkileri açısından soru yönetilen Türk yöneticilerin %25’i artık daha iyi ürünler sunabildiklerini açıklarken, %17’si ise klasik bir şekilde yürüyen iş süreçlerinin otomasyona geçtiğini vurguladı. Deloitte BT – İş Dünyası Dengesi 2008 Araştırması’na yanıt veren yöneticilerin %15’i ise BT yatırımları sayesinde önemli tasarruflar sağladıklarını ifade etti. 

“Bilişim teknolojilerinin şirketlere katkısı büyük”

Araştırma ile ilgili değerlendirme yapan Deloitte Türkiye Kurumsal Risk Hizmetleri Ortağı Cüneyt Kırlar şunları söyledi:

“Bilişim teknolojilerinin iş dünyasına, şirketlere katkısı artık tartışılmaz bir seviyeye ulaştı. Deloitte Bilgi Teknolojileri – İş Dünyası Dengesi (IT-Business Balance) 2008 Araştırması ile bilgi teknolojilerinin iş dünyasının beklentilerine nasıl cevap verdiğini ortaya koyduk. Aynı zamanda bu alandaki eksikler de ortaya çıktı. Bu çalışma BT yönetimi ile şirket üst düzey yöneticilerinin arasındaki iletişimin önemini gündeme getirdi. Deloitte bu alanlarda Cobit, ITIL, ISO20000 ve ISO27001 gibi en iyi uygulamalara ilişkin küresel uzmanlığını Türkiye’de kurumlarımızın hizmetine sunarak, BT teknolojilerinin daha etkin kullanılmasına katkı sağlamaya devam edecek.” 

Bilişim yönetiminde yüksek standart arayışı

Deloitte BT-İş Dünyası Dengesi 2008 Araştırması, özellikle BT projeleri söz konusu olduğunda BT yöneticileriyle üst düzey yöneticiler arasında her zaman bir fikir birliği olmadığını gösteriyor. 

Örneğin, araştırma kapsamında katılımcılardan zamanlama, bütçe sınırları ve hedeflenen kriterlere uygun şekilde teslimi gibi kriterler açısından projelerin performansını değerlendirmeleri istendi. Araştırmaya yanıt veren katılımcıların % 36’sı projelerin %33 ile %66 oranlarında başarılı olduğunu ifade ederken, proje başarı oranını %66’nın üzerinde olduğunu söyleyen katılımcıların sayısı %25 düzeyinde kaldı. 

Deloitte BT – İş Dünyası Dengesi 2008 Araştırması’na yanıt veren katılımcılar arasında BT yöneticileri proje başarıları konusunda daha iyimser yanıtlar verdiler. Rapora göre bu durum, BT ve iş yöneticilerinin başarı kriterleri konusunda yeterli iletişimde olmadıklarını gösteriyor. 

Araştırmaya katılanların %25’i bilgi işlem süreçlerinin kurum içindeki mevcut diğer iş süreçlerini tam olarak desteklemediğini söylerken üst yönetimin de bütün bu süreçlere tam anlamıyla destek vermediğini belirtti. Bu sonuçlar, kurum genelinde BT süreçlerinin üst düzey yönetimde belli bir olgunluk seviyesinde ele alınması gereğini ortaya koydu. 

Türkiye’de BT Yönlendirme Komitesi’ne ihtiyaç duyulmuyor!

Deloitte BT-İş Dünyası Dengesi 2008 Araştırması’nın çarpıcı bir bulgusu da ülkemizde bilgi teknolojileri konularının Yönetim Kurulu seviyesinde nasıl ele alındığını göstermesi oldu. Kurumlarımızın yaklaşık %35’inde BT teknolojisi yönetim kurulunda nadiren gündeme geliyor. Yine yönetim kurullarının %50’si düzenli olarak, %8’i ise her zaman BT konularını gündemine alıyor. 

Nitelikli iş gücünün BT projeleri üzerindeki etkisini de sorgulayan Deloitte BT-İş Dünyası Dengesi 2008 Araştırması, katılımcılara BT departmanlarındaki işgücü devrini (turnover) de soru olarak yöneltti. Araştırma bulgularına göre işgücü devri ülkemizdeki kurumların %46’sında %5’in altında, %13’ündeyse %10’un üzerinde gerçekleşiyor. Deloitte uzmanları, bu oranın kontrol edilebilir bir seviyede tutulmasının BT süreçlerinin sağlıklı yürümesi açısından kritik bir önemde olduğunu vurguluyor. 

Kurum içinde bilgi işlem çalışmalarının performansını değerlendirmek ve gerekli uyarıları yapmak amacıyla oluşturulan BT Yönlendirme Komitesi (IT Steering Committee) Türkiye’de şirketlerde pek rağbet gören bir araç değil. Deloitte BT – İş Dünyası Dengesi 2008 Araştırması, ülkemizdeki 5 firmadan 3’ünde, BT ve diğer iş yöneticilerinin bir araya geldiği BT Yönlendirme Komitesi’nin resmi olarak bulunmadığını ortaya koydu. Bu durumun BT ve iş hedeflerinin karşılıklı uyum sağlaması açısından önemli bir sorun oluşturduğuna dikkat çeken rapor bunun olası sonuçlarına da değindi. BT Yönlendirme Komitesi bulunmayan şirketlerde yöneticiler, iş stratejileri ile BT yatırımları arasında ilişki kurmakta zorlanabiliyor ve gerçekleştirilen BT yatırımları bu iç iletişim eksikliğinden atıl kalabiliyor. 

Araştırmaya Türkiye’den kimler yanıt verdi?

Deloitte BT – İş Dünyası Dengesi 2008 Araştırması’na Türkiye’den katılanların üçte biri CEO, Genel Müdür, CFO gibi üst düzey yöneticilerden, üçte ikisi ise BT yöneticilerinden oluşuyor. Katılan kurumların %60’ını BT servislerini kullanan ve çalışan sayısı 500 kişinin üzerinde olan büyük kuruluşlar oluştururken, katılımcıların %50’si finans sektöründe faaliyet gösteriyor. BT departmanlarının büyüklüğü açısından ise katılan kurumların %42’si BT bölümlerinde 50’den fazla insan çalıştırıyor. Katılımcı kurumların %16’sının ise BT çalışan sayısının beş kişiden az olduğu görüldü. 

Kaynak: BT Dünyası

TÜBİTAK’tan Pardus Atağı

TÜBİTAK, kamu kuruluşlarında ve KOBİ’lerde kurulu bilgisayarların ulusal yazılım Pardus İşletim Sistemi ile çalıştırılması için “Göç Ortaklığı” projesini başlattı.

TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Enstitüsü (UEKAE) Pardus Yöneticisi Erkan Tekman, Türkiye Bilişim Derneğince Sheraton Otel’de düzenlenen “Bilişim’08” kurultayının “Açık Kaynak ve Dokümanlar Türkiye İçin Bir Gelecek mi?” başlıklı oturumunda yaptığı sunumda Başbakanlık görevlendirmesiyle 2003 yılında başlatılan ulusal yazılım Pardus hakkında bilgi verdi.

Pardus’un TÜBİTAK bünyesinde yaklaşık 20 kişilik çekirdek bir kadro ile yüzlerce gönüllü ile geliştirilmeye devam ettiğini anlatan Tekman, “Ohloh” isimli internet sitesinin yaptığı araştırmanın Pardus’un uluslararası özgür yazılımlar arasında çok iyi bir seviyede olduğunu ortaya koyduğunu aktardı.

Sunumunun ardından AA muhabirine bilgi veren Tekman, TÜBİTAK’ın bir süre önce kamu kurumları, belediyeler ile orta ve büyük ölçekli KOBİ’lerde kurulu bilgisayarların Pardus işletim sistemi ile çalıştırılması için “Göç Ortaklığı” projesini başlattığını bildirdi. Tekman, proje ile ilgili şunları kaydetti:

“Proje kapsamında daha önce özgür yazılımı tanıyan bir takım firmalarla ortaklıklar kuruyoruz. Projede, Pardus tabanlı yazılımların daha çok geliştirilmesi, kurumlara teknik desteği verecek yetkinlikte yazılım firmalarının oluşmasını istiyoruz. Bu yazılım firmalarının bu dönüşümü gerçekleştirmelerini ve bundan para kazanmalarını istiyoruz. TÜBİTAK UEKAE para kazanan değil, bu işin düzgün yapılmasını sağlayan ve bunun kaliteli bir şekilde sonuçlandırılmasını isteyen bir kurum olarak görev yapacak.”

Firmalara çağrı

Erkan Tekman, özgür yazılım konusunda daha önce çalışmış, kendi firmasında özgür yazılımları kullanmaya başlamış firmalara da çağrı bulunarak, “Başka kurumların da Pardus kullanmasını teşvik edecek bilgi birikimine sahip firmalar bize başvursunlar. Bunlar bizim yol göstermemizle hem bu işten para kazanabilecek, hem de Türkiye’nin yurt dışına yazılım için lisans ücreti ödemesine engel olacaklar” dedi.

Pardusla ilgili tüm bilgilerin www.ozgurlukicin.com adresinden alınabildiğini anımsatan Tekman, yeni projelerinde de tabelalarında “Pardus Göç Ortağı” yazan firmaların bulunacağını, bu firmaların hem kendi tanıtımlarını yapacaklarını hem de yazılım hizmeti alınmak istendiğinde tüm ilgilileri Pardus’a teşvik edeceklerini söyledi.

“Pardus Göç Ortağı” projesi ile firmalarla sözleşme imzaladıklarını ve firmadan bir ön çalışma yapmasını istediklerini dile getiren Tekman, “Projede kamu kurumları, belediyeler ve özel sektör ve kişisel kullanıcılar var. Ana amaç, tüm Türkiye’deki kurumları Pardus’a göç ettirmek” dedi.

Kaynak: CNN TURK

İlk F 35’e Türk Bayrağı Asıldı ’Yerli Uçak’ İçin Heyecan Arttı

NATO üyesi müttefik ülkelerin ortak taarruz uçağı F 35’e, Airbus ve Boeing’e ürettiği parçalarla dünya havacılık sanayiinde yıldızı parlayan Kale Havacılık, F 35’lerin ’tam hızlı üretimi başladığında’ uçaktaki 200 parçayı Tuzla’dan üretip gönderecek. Kale Grubu Teknik Kimya Bölümü Başkanı Osman Okyay, “Asıl davamız ’Made in Turkey’ uçak hedefine ulaşmak” dedi. 

TÜRKİYE’nin en büyük hayali olan ’milli uçak sanayi’ için önemli adımlar atılıyor. NATO üyesi müttefik ülkelerin ortak taarruz uçağı F 35’e, Airbus ve Boeing’e çok sayıda ’uçuş kritik’ parçalar üreten ve dünya uçak sanayiinin devleri tarafından akredite edilen Kale Havacılık, F 35’lerin ’tam hızlı üretimi başladığında’ uçaktaki 200 parçayı Tuzla’dan üretip gönderecek. Kale Grubu Teknik Kimya Bölümü Başkanı Osman Okyay, “Şu anda F 35’de 80 parçayı üretebiliyoruz. İlk F 35’te bizim ürettiğimiz parçalar da olduğu için uçağa Türk bayrağı da asıldı. 400 milyar dolarlık çok uzun süreli bu projedeki hedefimiz 200 parçayı üretmek. Asıl davamız ise dünyada satılabilir bir Made in Turkey uçak. Türkiye olarak bunu mutlaka yapacağız” dedi. 

Devlerle çalışıyoruz 

Dünyanın dev uçak sanayi şirketleriyle iş geliştirme çalışmaları yaptıklarını belirten Osman Okyay, “Yeni tesisimizdeki projeler birinci derecede partnerlik projeleri olacak” dedi. Okyay, Kale Havacılık’ın Tuzla İstanbul Deri ve Endüstri Serbest Bölgesi’ndeki yeni tesisi 18 bin metrekare kapalı alana sahip olduğunu ve 50 milyon dolarlık bir yatırımla 1.5 yılda tamamlandığını belirtti. Hükümetin savunma sanayi politakasının çok başarılı olduğunu söyleyen Okyay, şöyle konuştu: “Savunma sanayiinde 5-6 yıl öncesine göre çağ atladık diyebilirim. Hükümetimizin politikaları bizler için kapı aralayıcı oldu. Bizler de boş durmadık ve Boeing’e, Airbus’a ve dünyadaki en büyük en teknolojik proje olan F 35’e çok kritik parçalar üretmeyi başardık. F 35 için 80 parça üretebiliyoruz, bu sayı 200-300 arası bir yere oturacak.” 

Kale Grubu Teknik Kimya Bölümü Başkanı Osman Okyay, F 35 projesinin merkezinin Teksas’ta olduğunu belirtti ve şöyle konuştu: “Oradaki partnerlerimiz bize ’6 bin mil uzaktasınız ama yanıbaşımızdaki fabrika gibi çalışıyorsunuz’ diyorlar. Bizim gözle görülen yatırımlarımız; bina, ofisler, çeşitli sayıda ve kapasitede tezgahlar, kalite kontrol cihazları ve özel proseslerdir ancak asıl yatırım daha değerli ve zahmetli. Son beş yıl içinde şirketimizde 400 bin adam saatlik mühendislik çalışması yapıldı.” 

Hedef 500 milyon dolar 

Kale Havacılık’ın 2009’da 25 milyon dolar ciro yapacağını söyleyen Osman Okyay, ancak bu cironun sonraki yıllarda katlanarak büyüyeceğini vurguladı. Okyay, “Sadece F 35’ten yılda 100 milyon dolar ciromuz olacak. Boeing, Airbus ve diğer uçak sanayicileriyle yürütüceğimiz projelerle birlikte 2014’te 500 milyon dolar ciro yapan bir havacılık sanayi şirketi olacağız” dedi. 

Kale Havacılık son 5 yılda neler yaptı 

Dünyanın en büyük Savunma Sanayi firması Lockheed Martin’in GMLRS ve ATACMS füze sistemlerinin parçalarının üretimini 1997 yılından bu yana sürdürüyor. 

2004 yılında Lockheed Martin’in 900 adet alt yapımcısından Amerika dışındaki tek Yıldız Tedarikçi unvanına sahip firma konumuna geldi. 

Dünyanın ilk kompozit gövdeli yolcu uçağı unvanına sahip Boeing 787 projesine, tasarım aşamasında dahil oldu. 

Kale Havacılık, bu proje kapsamında uçağın arka kuyruğunda ki yatay stabilizorun iskeletini oluşturan parçaları üretiyor. 

Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük savunma sanayi projesi, F 35 Müşterek Taarruz Uçağı projesinde, Kale Havacılık en önemli partnerlerden birisi konumuna geldi. 

F 35 için 80 değişik parçanın üretime geçirilmesi işlemini tamamladı, toplam 360 parçalık teslimatı gerçekleştirdi. 

Geçen yıl deneme uçusu gerçekleştirilen AA-1 numaralı ilk F 35 örnek uçağın üzerinde parçaları olan tek Türk firması Kale Havacılık oldu.

Kaynak Hürriyet

E-devlet Hizmetlerine Yenileri Ekleniyor

İnternet üzerinden verilebilen kamu hizmetlerine aralık ayından itibaren yenileri eklenecek. 

E-devlet kapısı 2008-2009 eylem planına göre, Aralık ayında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın 6 hizmeti internet üzerinden verilebilecek. Ocak ayında ise Milli Savunma Bakanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü, şubat ayında Adalet Bakanlığı bazı hizmetleri internet üzerinden vermeye başlayacak. Böylece kamu hizmetlerinin tek bir nokta üzerinden verilmesini öngören e-devlet kapısı da güçlendirilmiş olacak. 2009 yılının ilk çeyreğine kadar 23 eylem hayata geçmiş olacak. 

E-devlet İcra Kurulu’nun 7 Ekim tarihinde yapılan son toplantısında, 2008-2009 yılları e-devlet kapısı eylem planı ele alındı. Türksat Uydu Haberleşme ve Kablo TV AŞ’nin yönetimindeki e-devlet kapısına aralık ayında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın şikayet sonucu, şikayet numarası, tüketici hakem heyeti, tüketici dernekleri sorgulama hizmetleri entegre edilecek. Reklam şikayetleri başvurusu da e-devlet kapısı üzerinden internet kullanılarak yapılabilecek. Milli Eğitim Bakanlığı ise, bakanlık tarafından gerçekleştirilen protokol sınavları sonuç sorgulamasının internet üzerinden yapılabilmesi için Aralık ayında hazır hale gelecek. 

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı gelecek yılın başından itibaren garanti belgesi, satış sonrası hizmetler, yeterlik belgesi, kapıdan satış yetki belgesi, Türkçe tanıtma ve kullanma kılavuzu sorgu işlemlerinin entegrasyonunu sağlayarak vatandaşa internetten hizmet verecek. Milli Savunma Bakanlığı, Ocak 2009 tarihinden itibaren askere alma bilgi sistemi (e-askerlik) kapsamında, T.C. kimlik numarası ve adres bilgilerinin teyidi ve güncellenmesinin internet üzerinden yapılmasını sağlayacak. Bakanlık, Şubat 2009 tarihinden itibaren ise celp dönemi tercihi yapılması, e-askerlik kapsamında sınıflandırmaya esas bilgi formunun doldurulması gibi işlemleri de e-devlet kapısının çatısı altında yaptıracak. Milli Savunma Bakalığı Mart 2009 tarihinden itibaren de e-seferberlik kapsamında lojistik sefer görev emir işlemleri, yedeklik yoklaması işlemlerinin internet üzerinden yapılmasını sağlayacak. 

Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü, Şubat 2009 tarihinden itibaren memur maaş bordrolarının içerik bilgilerine internet üzerinden erişilmesini sağlayacak. E-vergi Levha uygulaması da Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından Ocak 2009’da devreye sokulacak. E-pasaport müracaat, tanzim ve kontrol sistemi ise 2009 yılının ilk çeyreğinde tamamlanmış olacak. Böylece gelecek yılın ilk döneminde 23 ayrı hizmet vatandaşa internet üzerinden verilebilecek.

Kaynak: Teknoport

Bilgi Kaybından Korsanlardan Çok Çalışanlar Sorumlu

Yapılan bir araştırmaya göre, “kaybolan” şirket bilgilerinin sadece yüzde 1’i siber korsanlar tarafından elde ediliyor. 

Ponemon Enstitüsü’nün, ABD’de bulunan çeşitli şirketlerdeki bilgi teknolojileri departmanlarının katkısıyla yaptığı araştırmaya göre, ihmalkar kullanıcılar yüzünden birçok şirket bilgisi “kayboluyor”. Söz konusu bilgilerin “kaybında” eski çalışanların da katkısı olduğu belirlendi. 

Raporda geçen “kaybolmak” ifadesi; bilgilerin silinmesi, yer değiştirmesi ya da üçüncü kişilerin eline geçmesini içeriyor. Bunlar arasında kişisel bilgilerin yanı sıra iş kayıtları gibi bilgiler de bulunuyor. Özellikle sosyal güvenlik numarası ve kredi kartı bilgilerinin “kaybedilmesi” tüketiciler açısından büyük tehlike yaratıyor. 

Toplam 1112 IT (bilgi teknolojileri) uzmanı ile yapılan araştırmada, IT uzmanlarının yüzde 79’u en az bir bilgi “kaybı” yaşandığını bildirdi. Araştırma raporuna göre bilgi kayıplarının yüzde 70’den fazlası “ihmalkar”, yüzde 25’den fazlası ise “kötü niyetli” şirket çalışanları dolayısıyla gerçekleşti. 

Araştırmada en dikkat çekici nokta ise bilgi kayıplarına neden olarak gösterilen hacker/siber korsanların bu kayıplarda sadece yüzde 1 oranında sorumlu olması. Araştırmaya göre, dizüstü bilgisayarlar, PDA denilen kişisel el bilgisayarları ve taşınabilir hafıza kartları, bilgi kayıplarını hızlandırıyor. 

Kayıp bilgilerin yüzde 10’u “çok önemli”, yüzde 31’i “önemsiz” ve yüzde 18’i “belirsiz” olarak raporda yer aldı.

Kaynak::: CNN TÜRK

Bill Gates Yeni Bir Şirket Kurdu

Microsoft’taki görevini bıraktığını ve şirkette artık temsili olarak bulunacağını belirterek emekliliğini iddia eden Bill Gates, kurduğu yeni şirketle emekliliğini boş geçirmeyeceğini gösteriyor.

Bill Gates’in bgC3 adıyla kurduğu şirketin kuruluş ilanında “endüstriyel analiz, araştırma, bilim ve teknolojik hizmetler” ifadeleri yer alıyor. Henüz tam olarak ne yapacağı belli olmayan şirket hakkındaki temel düşünce, dünyanın en zengin insanlarından biri olan Gates’in yeni şirketinin, eşi Melinda ile birlikte kurduğu Bill ve Melinda Gates vakfı başta olmak üzere Microsoft ve diğer şirketler için iş fikri geliştirmeye odaklanacağı düşünülüyor.

Gates’in Microsoft’tan sonraki hayatı 27 Haziran 2008’de yayınladığı “Bill’in Microsoft’taki son günü” videosu ve etkinliği ile başlamıştı. 27 Haziran’dan beri Microsoft’ta temsili olarak bulunan ve danışmanlık hizmeti veren Gates’in, Bill ve Melinda Gates Vakfı bünyesinde bir çok ülke ve küçük şirkete medya ya da kamuoyuna pek yansımayan yardımlar ve bağışlar yapmak dışında uzunca bir süredir Microsoft dışında bir işle uğraşmadığı biliniyor. 

Yeni kurduğu şirketle ilgili herhangi bir detay vermekten kaçınan Gates’in yeni ofisinin, yaşadığı evin birkaç blok ötesinde bulunan küçük bir daire olduğu belirtiliyor

Kaynak: NTVMSNBC

AB Telekom Reformu

AB Komisyonu tarafından 13 Kasım 2007’de teklif edilen ve Avrupa Parlamentosu tarafından önümüzdeki günlerde tartışmaya açılacak olan tüketicilerle ilgili 7 önemli konu aşağıda sunulmuştur.

1. Tüketiciler için daha fazla şeffaflık ve daha çok bilgi: Avrupa Komisyonu’nun teklifine göre tüketicilerin en iyi seçimi yapabilmek adına fiyatlar, tarifeler ve diğer koşullar konusunda daha fazla bilgiye ihtiyacı bulunmaktadır. Bundan dolayı da operatörlerin tüketici yararına bu tür bilgileri ulaşılması ve anlaşılması kolay biçimde temin etmeleri gerekmektedir. Servis sağlayıcılarının bu hizmeti verememesi durumunda ise ulusal telekom düzenleyicileri bu rehberlerle ilgili kuralları belirleyecek ve bunları kendileri hazırlayacaktır. 

2. “Herkese geniş bant”: Komisyon, AB üyesi ülkelerde kablosuz iletişim hizmetlerinin (özellikle de geniş bant İnternet) yaygınlaşmasını, kırsal alana ulaşmasını, ayrıca yüksek çözünürlüklü TV kanallarının da sunulabilmesini sağlayacak şekilde “radyo spektrumu” için bir idare reformu önermiştir. Komisyon, senede 10 milyar avro gibi ekonomik bir kazanç elde etmesine karşın asıl faydalanıcıların tüketiciler olacağı vurgulanmaktadır. 

3. Numara değişmeksizin 1 günde servis sağlayıcının değiştirilmesi: Şu an itibariyle AB içerisinde ortalama 8 gün süren sabit hat ya da mobil operatör değiştirme işleminin – numara taşınabilirliği – 1 işgününe düşürülmesi ve numaranın korunması, Komisyona göre tüketicinin seçimini ve etkili rekabeti kolaylaştıracaktır. AB Telekomdan Sorumlu Komisyon Üyesi Viviane Reding numara taşınabilirliği konusunda şöyle diyor: “Avustralya’da 2 saat içerisinde operatör değiştirmek mümkün. Biz bunu Avrupa’da 1 günde yapabilmeliyiz.”

4. Daha iyi veri koruma: Zorunlu güvenlik ihlâli ihbarları: İletişim hizmetlerinin güvenilirliği ve kişisel bilgilerin korunması konuları önem taşıdığından, telekom operatörleri müşterilerin harekete geçebilmesi amacıyla güvenlik ihlâllerini (örneğin, yasadışı erişim kopyalama ya da kayıp) haber vermekle yükümlüdür.

5. Engelli Kullanıcılar için daha kolay erişim: Engelli kullanıcılar, 112 acil servis, altyazılı TV kanalları, sesli tanım ya da işaret dili gibi telekom hizmetlerine daha kolay erişebilmelidirler. Avrupa’da toplam nüfusun %25’i 2020 yılı itibariyle 65 yaş üstü olacağı tahmin edildiğinden, bu hizmetlerin daha geniş bir kitleye erişimi de önem taşımaktadır. 

6. Temel “Internet Özgürlüklerinin” güvence altına alınması: Avrupa Komisyonu için Internet’in açık mimarisi, yani “Internet Özgürlükleri” büyük önem taşımaktadır: Internet kullanıcıların (yasal) içeriğe erişimi ve dağıtımı, uygulamaların ve arzu ettikleri cihazların kullanması sağlanmalıdır. Komisyon, söz konusu reformlar çerçevesinde tüketicilerin yasal içeriğe ve uygulamalara erişimi üzerine olası kısıtlamalarla ilgili bir şeffaflık mekanizması önermektedir. Bu durum, tüketiciler için kendilerine en uygun operatörü seçebilmelerini ya da bunlara geçebilmelerini sağlayacaktır. 

7. Daha etkili bir Avrupa 112 acil servis numarası: Komisyon Avrupa acil servis numarası olan 112’ye daha fazla erişim sağlanmasını önermektedir. Servis sağlayıcıların tamamı – ki bunlara ‘IP tabanlı ses aktarımı’ sağlayıcıları da dâhildir – acil durum hizmetlerine erişim sağlamakla yükümlü olacaktır. Bu durum, kazalar ya da diğer acil konularda erişimi hızlandıracaktır. Bu konuda 23 Eylül 2008 tarihinde Avrupa Parlamentosu genel kurulunda AB Telekom Reform teklifleri oylamaya sunulacak ve 27 Kasım 2008 de toplanacak AB Telekom Bakanları konseyi tarafından değerlendirilecek. 

Yargıda e-Tebligat Dönemi Başlıyor

Yargının ağır işlemesinin en büyük nedenlerinden biri olarak gösterilen tebligat, artık Internet ortamında elektronik posta yoluyla gönderilecek. 

Adalet Bakanlığı tebligat kanununu değiştiriyor. Amaç yargılama sürecini hızlandırmak, zaman emek ve para kaybını ortadan kaldırmak. Yeni düzenlemeyle öncelikli olarak, adres tespitinde yaşanan sıkıntıların giderilmesi amacıyla merkezi adres kayıt sistemiyle tebligat kanunu arasında paralellik sağlanacak. Bu işlemler birlikte sürekli güncellenen adres kayıt sisteminden faydalanılarak, adresler daha kolay bulunacak. Bu yolla 10-15 tebligatla sonuç elde edilemeyen durumlar en fazla 2-3 tebligatla aşılacak.

Kanun tasarısının getirdiği en büyük yenilik ise elektronik tebligat. Hukuki ve idari işlemler hakkında ilgili kişileri bilgilendirmek amacıyla yapılan tebligat, artık eski usul posta yoluyla değil, elektronik posta yoluyla internet ortamında gönderilecek. e-tebligat isteğe bağlı olarak uygulanacak ve ilgili kişinin elektronik posta kutusuna ulaştığı tarihten itibaren üç gün sonra yapılmış sayılacak. 

Yeni düzenlemeyle ilanen tebligat da elektronik yolla yapılabilecek. İlgili kişiye ulaşılamaması durumunda gazete yoluyla uygulanan ilanen tebligat, elektronik ortamda da yapılacak. Bunun için sadece yargısal ilanların yayınlanacağı bir elektronik ortam oluşturulacak. Başta avukatlar olmak üzere herkes istediği anda, bu sisteme girerek kendisi ile ilgili ilanen tebligat yapılıp yapılmadığını öğrenebilecek.Tasarıyla Türk vatandaşlarına yurtdışında yapılacak tebligat usulü de basitleştiriliyor. Mahkemeler, Adalet Bakanlığı’nın aracılığı olmadan doğrudan ilgili temsilciliğe tebligat gönderebilecek.Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı kanun tasarısı, ilgili kuruluşların görüşü alındıktan sonra yeni yasama döneminde Meclis Başkanlığı’na sunulacak.

Kaynak: CNN Türk

Türkiye’deki cep telefonları ne kadar zararlı?

Telekomünikasyon Kurumu piyasadaki cep telefonlarını mercek altına aldı. Geçtiğimiz yıl kurulan Piyasa Gözetim Laboratuarı bir yıl boyunca 22 farklı marka ve model cep telefonunun ne kadar zararlı olduğunu araştırdı ve tam listesini yayınladı. 

Kurum laboratuarının bir yıllık çalışmalarının sonucu olan cep telefonlarının zararlarını belirten SAR (Specific Absorbtion Rate – Özgül Soğurma Oranı) değerlerini açıklandı. SAR değerine göre, elektromanyetik enerji miktarı bir cep telefonunda ne kadar fazlaysa o kadar zararlarından etkilenildiği anlamına geliyor.

TK yetkilileri, her marka ve modelin Kuruma geldiğini ve bu cep telefonlarının laboratuar ortamında test edildiğini belirtti. 22 adet farklı marka ve modelin elektromanyetik enerji miktarları bu veriler ile tespit edilirken, kurum yetkilileri 10 gr’lık kütle başına belirlenen SAR değeri 2 W/kg’lık sınır ve üzerinde bir cihaz tespit edilmediğini belirtti. 

International Commission on Non-Ionizing Radiation Protection (ICNIRP)’nin GSM mobil telefonlar için 10 gr’lık kütle başına belirlemiş olduğu limit SAR değeri 2 W/kg olarak belirtiliyor. 

SAR değerini aşan telefonlar toplanacak

Kurum görevlileri rutin olarak cep telefonlarını incelemeye devam edecek. Sınır değer ve üzerinde bir cihaz tespit edildiği taktirde kurum gazete ve televizyonlardan ilanlar vererek tüketiciye ulaşacak. Zararı tespit edilen cihaz tüketicilerin sahip oldukları da dahil olmak üzere piyasadan toplatılacak. TK bünyesindeki Piyasa Denetim Laboratuvarı  ICNIRP’nin değerlerine göre bu uyarı ve toplatma eylemini gerçekleştirecek. 

Kaynak: CnetTürkiye

Haberin tamamına ve telefonların SAR değerlerinin listesine ulaşmak için tıklayınız.