Browse Category

Haberler

Web sitelerinden derlenen çeşitli haberler

Güler: Rüzgâr Enerjisinde Birinci Sırayı Alacağız

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Türkiye’de enerji yatırımcısı sayısının 3 bine ulaştığını, yeni çıkarılan Elektrik Piyasası Yasası’yla ise herkesin yatırımcı olacağını söyledi.

Türkiye’nin daha önce rüzgâr enerjisinde 32 ülke arasında sonuncu olduğunu ifade eden Güler, “Bugün 12’nci sıraya yükseldik. Ya 1’inci ya da 2’nci olacağız” dedi. Enerji, Sanayi ve Madencilik Hizmetleri Çalışanları Birliği Sendikası (Enerji Bir-Sen) tarafından düzenlenen “Enerjide Neredeyiz?” panelinde konuşan Güler, enerjide yanlış yönde giden treni, rayları çevirerek, yenilenebilir enerjiye yönelttiklerini söyledi. Türkiye’nin rüzgâr enerjisinde ‘depar’ attığını anlatan Güler, şöyle konuştu: “Rüzgâr enerjisinde 32 devlet arasında Avrupa sonuncusuyduk. Bugün 12’nci sıraya geldik. Ya 1’inci, ya da 2’nci olacağız. Göreve geldiğimizde rüzgâr santrallerinin kapasitesi 17 megavattı. Bu sene 475’e ulaşıyor. Rüzgarda 2020’ye kadar hedefimiz 20 bin megavat.” Güler, geçmişte Türkiye’de 5-6 büyük enerji yatırımcısı olduğu belirterek, bu rakamın 3 bine ulaştığını kaydetti. Yeni yasayla herkesin yatırımcı olacağını vurgulayan Güler, “Bakanlıkta irili ufaklı 60 bin ihale yapıldı. En kurak yazlardan birini yaşıyoruz ama sorun yok. Avrupa’da enerji tüketimi her yıl yüzde 1-1,5 artarken bizde yüzde 8,5 artıyor. Antalya gibi bazı bölgelerde ise artış oranı yüzde 20 oluyor” diye konuştu.

Kaynak: SABAH

Servis Sağlayıcılar Korsana Karşı Birleşti

İngiltere’de 6 büyük internet servis sağlayıcısı firmanın kendi aralarında korsan müzik paylaşımını engellemek için centilmenlik anlaşması imzaladıkları belirtildi.

Hükümetin bu konudaki hazırlıklarını destekleme kararı alan ve bunu bir protokol haline getiren 6 büyük internet sağlayıcısının, yasadışı müzik dosyası kullanımını engellemek için birlikte çalışacakları açıklandı.

Çalışmanın ilk aşamasının söz konusu internet sağlayıcısı firmalar tarafından yasadışı müzik dosyası paylaştıkları tespit edilen müşterilerine “uyarı mektupları göndermesi” olacağı bildirildi. Mektuplarda firmaların müşterilerine “telif” hakkı bulunan eserlerin yasadışı müzik dosyası olarak internet üzerinden paylaşılmasının “hukuk dışı” olduğunu hatırlatacakları kaydedildi.

Bundan sonra yasal müzik dosyası paylaşım hizmetleri geliştirme yolunda adım atacakları belirtilen söz konusu servis sağlayıcısı firmaların, bu konuda yapılan anlaşmayı yakın zamanda resmen ilan edecekleri belirtiliyor.

6 internet sağlayıcısının imza koydukları centilmenlik anlaşmasının ana hatlarının İngiltere’de iş hayatı ve ticaretin denetimini yapan Department for Business, Enterprise & Regulatory Reform (BERR) tarafından hazırlandığı kaydedildi.

Bu arada hükümetin de korsan müzik kullanımının engellenmesi için yeni yasal düzenlemeler yapmak üzere çeşitli sektörlerin temsilcileriyle danışmalarda bulunmaya başladığı da belirtildi.

Kaynak: TÜBİDER

TÜBİTAK Gözlemevi’ne Gelen İlginç Sorular

TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi (TUG) görevlileri, bilimsel çalışmaların yanı sıra vatandaşlardan gelen ilginç sorulara da cevap veriyor.

TÜBİTAK Ulusal Gözlemevinde görevli Başuzman, Araştırmacı Dr. Tuncay Özışık, vatandaşların, gökyüzünde gördükleri cisimleri sormak veya gökbilimle ilgili merak ettikleri konuları danışmak için kendilerini telefonla aradıklarını veya e-posta yoluyla sorularını yönelttiklerini söyledi.
 
Bu sorulara bilimsel yanıtlar vermeye çalıştıklarını ifade eden Özışık’a göre, vatandaşların büyük bölümü tanımlanamayan uçan nesneler olan UFO ve dünya dışı yaşam ile ilgili sorular yöneltiyorlar. Zaman zaman vatandaşların yaptıkları amatör çalışmaların yanı sıra günümüz bilimsel gerçeklerine uymayan, eksik veya yanlış bilgiden kaynaklanan bazı iddialarla da karşılaştıklarını anlatan Özışık, “Bir yılın 365 değil de 366 gün” olduğunu iddia edenlerin yanı sıra “Dünya’nın yörüngesi elips olamaz, elips olsaydı Dünya Güneş’e yaklaştığı zaman havanın çok sıcak olması, uzaklaştığında da çok soğuk olması gerekirdi”, “Dünya’nın dönme ekseninde büyük bir kayma olmuş olmalı” gibi soru-cevaplarla karşılaştıklarını bildirdi.
 
“AMATÖR KAMERA ÇEKİMLERİ ALDATICI”
 
Bu tür sorulara, temel astronomi bilgi eksikliğinin ve yanlış bilgi kaynakları kullanımının sebep olduğunu belirten Özışık, çoğunlukla UFO ve parlayan cisimler gördüklerini söyleyenlerin kendilerini arayarak saniye saniye gördükleri veya gördüklerini sandıkları nesneleri anlatmaya çalıştıklarını söyledi. Özışık, şöyle devam etti:
 
“UFO gördüğünü söyleyenlerin bizleri artık hangi dönemlerde ve şartlarda arayacaklarını tahmin edebiliyoruz. Çünkü UFO gördüğünü söyleyenlerin genellikle arama dönemi Güneş ve Ay’dan sonra gökyüzündeki en parlak cisim olabilen Venüs gezegeninin sabahları doğu ufkunda veya akşamları batı ufkunda parladığı zamanlardır. Buna bir de parlak ve nokta ışık kaynağı gözlemleri için uygun olmayan amatör video kamera çekimleri eklendiğinde, gerçekten vatandaşın kolayca yanılıp heyecanlanabildiği durumlar ortaya çıkıyor. Ayrıca Venüs’ün dışında meteoroloji balonlarını, İridyum Uyduları veya Uluslararası Uzay İstasyonu geçişlerini UFO sananlar büyük çoğunlukta.”
 
Özışık, “Niye daha büyük teleskoplar almıyorsunuz?”, “Neden uzaylıları araştırmıyorsunuz?”, “Neden uzaylılar hep ABD’de ortaya çıkıyorlar?” şeklinde sorularla da karşılaştıklarını kaydeden Özışık, insanoğlunun merak kavramının normal olduğunu ama halkın sorularını mutlaka gökbilim ile ilgili araştırma merkezlerine iletmeleri ve bilimsel gerçeklere itibar etmeleri gerektiğini vurguladı.
 
“DÜNYA DIŞI YAŞAM KONUSUNDA HENÜZ ANLAMLI BİR SONUÇ ÇIKMADI”
 
Özışık, özellikle dünya dışı yaşam araştırmalarında profesyonel olarak astronomların çok uzun zamandır yüksek teknolojiyi kullanarak araştırma yaptıklarını, bu konuda Uluslararası Astronomi Birliği’nin de büyük bir komisyon kurduğunu hatırlatarak, bu tür araştırmalardan henüz anlamlı bir sonuç çıkmadığını hatırlattı.
 
Özışık, bu konuların internet ve medya ortamında zaman zaman pozitif bilim ortamından çok uzak bir şekilde işlenerek halkın adeta kandırıldığını da ifade ederek, bugüne kadar gelen sorular nedeniyle oldukça geniş bir soru-cevap arşivine ulaştıklarını, yakın bir zamanda TUG web sitesinde (www.tug.tubitak.gov.tr) “Sıkça Sorulan Sorular” şeklinde bir bölüm hazırlayarak gelen sorulara cevap vermeye devam edeceklerini kaydetti.

Kaynak: teknoport.com.tr

POS Cihazlarında Görevimiz Tehlike Modeli

Televizyon tarihinin ünlü dizilerinden “Görevimiz Tehlike”de kullanılan, güvenlik için diskteki bilgilerin imha edilmesine benzer bir yöntem kredi ve banka kartlarında dolandırıcılığı önlemek için uygulamaya geçiriliyor.
 
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), kartların kullanıldığı POS cihazlarında usulsüz kullanıma karşı cihazın kendini devre dışı bırakarak verileri imha etmesini sağlayacak sistemi zorunlu hale getiriyor.
 
BDDK, Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağını görüşe açtı. Kartların kullanıldığı POS cihazlarına ilişkin yeni tedbirler getirilen taslağa göre; POS üzerindeki her türlü yazılımın, üye işyeri anlaşması yapan kuruluş veya bunlar tarafından görevlendirilmiş kişi veya taraflar haricinde kişilerce ve yetkisiz olarak değiştirilmeye karşı korumalı olmasını sağlamak için gerekli önlemler alınacak. Söz konusu uygulamalara erişimin, asimetrik şifrelemede kullanılan özel anahtar doğrulamasına dayalı mekanizmalar gibi, aşılması zor ve güçlü kimlik doğrulama mekanizmaları ile gerçekleşmesini zorunlu kılacak.
 
YETKİSİZ FİZİKİ VEYA ELEKTRONİK ERİŞİMDE DURACAK
 
POS, işleme tabi tutulmakta olan kartlara ilişkin hassas verilere veya üzerine yüklenmiş her türlü yazılıma yetkisiz fiziki veya elektronik erişim teşebbüslerinde derhal devre dışı kalarak erişimi engelleyecek ve kartlara ilişkin hassas verileri silerek imha edecek.
 
POS, üzerindeki kriptografik anahtarlar, PIN veya şifreler gibi hassas verilere veya bu verileri işleyen hassas fonksiyonlara erişim kimlik doğrulama kontrolleri ile sağlanacak.
 
POS, şifrelemede veya kimlik doğrulamada kullanılan ve gizli sözcük, gizli şifreleme anahtarı gibi kalması gereken unsurların ele geçirilmesine, değiştirilmesine veya öğrenilmesine olanak tanıyacak herhangi bir mekanizmayı barındırmayacak.
 
Hassas işlevler POS’un sadece korumalı bölgelerinde gerçekleştirilecek, hassas veriler POS’un korumalı bölgelerinde saklanacak. Hassas verilere yetkisiz erişim; verinin tutulduğu bölgenin yetkisiz erişim teşebbüslerine veya tahrif edilmeye karşı dayanıklı hale getirilmesi ve tedbirlerin aşılması durumunda hassas verinin derhal silinmesini sağlayacak mekanizmalarla önlenecek.
 
POS GÜNDE BİR KEZ TESTTEN GEÇECEK
 
POS, ilk açılışta ve günde en az bir kez olmak üzere, üzerinde bulunan bellenim, üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlara ait uygulamalar gibi yazılımları, yetkisiz erişim teşebbüslerine karşı tesis edilen güvenlik mekanizmalarını ve POS’un ve üzerindeki verilerin güvenlik durumunu bütünlük ve geçerlilik açılarından test edecek. Bu testlerin olumsuz bir sonucunun ortaya çıkması durumunda POS güvenli bir şekilde devre dışı kalacak.
 
Üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlarca, güvenlik altyapısının daha kolay tesisi, operasyonel zorlukların en aza indirilmesi, kaynakların verimli kullanımı gibi hususlar ile kullanılan POS’ların teknolojik olanakları ve kapasiteleri ile kesintisiz hizmet verilmesi kriterleri de göz önünde bulundurularak, aynı POS üzerinde maksimum sayıda üye işyeri anlaşması yapan kuruluş uygulamasının çalışmasını sağlayacak bir düzenek oluşturulacak.
 
İNTERNETTE GÜVENLİK SAĞLANACAK
 
Üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar, harcama ve alacak belgesi düzenleme imkanı olmayan internet ve benzeri ortamlar kullanılarak gerçekleştirilen işlemler için diğer önlemlerin yanında, 3DSecure kimlik doğrulama teknolojisini içerecek şekilde kart kullanım alt yapısı tesis edecekler. (anka)

Kaynak: RADİKAL

Fareye Elveda mı?

Önde gelen araştırma şirketlerinden Gartner analiz firması uzmanı Steve Prentice, bilgisayar faresinin 3 ila 5 yılda ortadan kalkacağı tahmininde bulunarak, bunun yerini, dokunmatik ekran ve yüz tanıma cihazları gibi harekete duyarlı bilgisayar sistemlerinin alacağını belirtti.

“Fare, masaüstü çevreyle iyi çalışıyor, ama ev eğlence sistemleri için veya dizüstü bilgisayar ile çalışırken artık bitti” diyen Prentice, bu tahminini, oyun dünyasından esinlenerek yeni interaktif arayüz üreten tüketici elektroniği firmalarının çabalarının yönlendirdiğini kaydetti.

Ev eğlence elektroniği yüz tanıma sisteminde Panasonic şirketinin liderlik yaptığını ve klasik uzaktan kumanda yerine kullanıcı bir elini kaldırdığında cihazın verilen komutu anladığını kaydeden analist, “Hem yüzünüzü de tanıyor ve sizin siz olduğunuzu biliyor, ardından ekrana sizin menünüzü getiriyor. Elinizi hareket ettirerek, istediğinizi seçiyorsunuz” diye konuştu.

Prentice, Sony, Canon ve diğer video ve fotoğraf makinesi üreticilerinin de gerçek zamanlı yüz tanıma sistemleri kullandıklarını belirterek, “Bunlar siz gülseniz bile sizi tanıyor. Bunların hepsi daha akıllıca şeyler için bilgisayarın gücünü kullanmak” dedi.

20 yılda 500 milyondan fazla bilgisayar faresi satan Logitech firmasının üst düzey yöneticisi Rory Dooley de, yakında farenin “ölümünün” beklendiğini belirterek, insanların bilgisayarlarla iletişim kurabilme yollarının giderek arttığını, kendi şirketinin de bunların birçoğunu ürettiğini söyledi.

Dooley, bu yıl içinde bilgisayar faresinin doğumunun 40. yıl dönümünü kutlamaya hazırlanırken, Gartner firmasının tahmininin gelişmekte olan ülkelerin internete bağlanmakta olduğu bir ortamda çok iç karartıcı olduğunu da sözlerine ekledi.

Bilgisayar faresi Dr. Douglas Engelbart tarafından Stanford Araştırma Enstitüsü’nde icat edilmiş, ancak PC devriminin fareyi gerekli kılmasından önce, 1987’de patent süresinin dolmasından ötürü, Engelbart hiçbir zaman bu buluşundan maddi kazanç sağlayamamıştı

Kaynak: TÜBİDER

Geleceğin Bilgisayarına Türk İmzası

18 Temmuz 2008 – Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (NANOTAM) ve Harvard Üniversitesi’nin ortak yürüttüğü projede, geleceğin bilgisayar teknolojisi olarak öngörülen kuantum bilgisayarlarda kullanılacak nanooptik devreler geliştiriliyor.

Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi ve Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (NANOTAM) Başkanı Prof. Dr. Ekmel Özbay, projenin Türkiye ayağının yürütücüsü olarak görev aldığını ve bu araştırmaların sonucunda ortaya çıkan buluşlarla gelecek nesil bilgisayarlara Türkiye’nin de büyük katkısı olacağını belirtti.

Günümüzde kullanılan bilgisayarlardaki işlemci teknolojisinin silikon malzemesine dayandığını belirten Prof. Dr. Ekmel Özbay, “Şimdiye kadar transistörlerin boyutlarının küçülmesi sayesinde her 2 yılda bir, bilgisayarlar 2 kat hızlanabiliyordu. Ama silikon temelli bu teknoloji ile 10 yıl sonra bir hız sınırına ulaşacağız ve silikon temelli bu bilgisayarları daha hızlı yapamayacağız” dedi.

Bu nedenlerle silikon teknolojisinin yerini alacak yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve yeni nesil işlemcilerin üretilmesi gerektiğini vurgulayan Özbay, projedeki temel amaçlarının geleceğin süper bilgisayarlarının yapıtaşlarının nanoteknoloji ile üretilmesi olduğunu söyledi. Özbay, şöyle devam etti:

“Kuantum bilgisayarlar klasik akrabalarından farklı olarak, mikroskobik dünyaya hükmeden kuantum yasalarına dayalı olarak çalışıyorlar. Çalışma mekanizmasındaki bu değişikliğin sonucunda kuantum bilgisayarların günümüzdeki süper bilgisayarların yanına bile yaklaşamadığı bir takım zor problemleri çok kolay çözebilecek performansa sahip olacak. Günümüz teknolojisinin 10 yıl sonra teknolojik ömrünü doldurması ile yeni nesil nanoteknoloji temelli kuantum bilgisayarların günlük kullanıma girmesi hedefleniyor. Bu araştırmalar sonucunda ortaya çıkan yeni teknolojik buluşlar ile gelecek nesil bilgisayarlara Türkiye’nin imzasını atacağız.”

Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Marco Loncar’ın projenin yürütücüsü olduğunu söyleyen Özbay, Loncar’ın araştırma grubunda bilim adamı olarak görev yapan Dr. İrfan Bulu’nun projede kullanılacak nanotel ve nanoLED yapılarının üretimi için Bilkent-NANOTAM’ı ziyaret ettiğini bildirdi.

KUANTUM SEVİYESİNDE İŞLEMLER YAPABİLECEK NANODEVRELER GELİŞTİRİLECEK

Dr. Bulu ise Türkiye’de yapılan nanoteknoloji çalışmalarının tüm dünyada ilgi ile takip edildiğini belirterek, projeyle ilgili “Harvard-Bilkent ortak tasarımı ile Bilkent’te üretilen nanotel ve nanoLED’lerin kuantum optik özelliklerini Harvard’daki nanooptik merkezinde test edeceklerini ifade etti.

Bulu, “Amacımız tek foton ile çalışan ve kuantum seviyesinde sayısal işlemler yapabilen nano devreler geliştirmek. Bu nano devreler ise kuantum bilgisayarlarının yapımında kullanılacak” diye konuştu.

Kaynak: NTV MSNBC – AA

Bilgisayar Satışları Artıyor

Connecticut, ABD merkezli bilişim araştırma ve danışmanlık şirketi Gartner’ın dünya çapında yaptığı son pazar araştırmalarına göre bilgisayar satışları tahminlerin üzerinde oranlarda gerçekleşmeye devam ediyor.

Gartner’ın, dün yaptığı açıklamaya göre 2008’in ikinci çeyreğinde 71.9milyon adet satılan bilgisayarın geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde 16’lık bir artışa denk geliyor. ABD’de içinde aynı çeyrekde satılan bilgisayar miktarının ise bir önceki seneye oranla yüzde 4.2 artarak 16.5milyon adet gerçekleştiği açıklandı.

Ekonomilerin büyük sorunlar yaşadığı dönemde bilgisayar parçası üreticilerinin fiyatlarında ciddi oranlarda indirimler yapmalarının ve son kullanıcıya satış yapan teknoloji marketlerinin avantajlı ödeme planları sunmalarının büyük payının olduğu belirtiliyor.

Gartner analistlerinden Mika Kitagawa, üreticilerin, hem bireysel tüketici, hem de kurumsal müşteriler için fiyatlarda bu denli ciddi indirimler yapmalarını beklemediklerini açıkladı. Kitagawa, büyük üreticilerin ciddi fiyat indirmeler dolayısıyla etkilenmelerinin düşük bir ihtimal olduğunu ancak,küçük ve orta ölçekli satıcıların kar marjlarındaki kayıp dolayısıyla ciddi sarsıntılar yaşayabileceklerini ifade etti.

HP, 2008’in ikinci çeyreğinde sağladığı yüzde 18.1’lik payıyla bilgisayar pazarındaki liderliğini sürdürüyor. Farklı satış yöntemi izleyen Dell’in ise yüzde 15.6 pazar payıyla HP’nin hemen arkasından gelmeye devam ediyor.Ancak Dell’in, yeni satış kanalları arayışlarının satışlarındaki payını etkileyebileceği belirtiliyor.

Elektronik dünyasında en iyi sonuçları Apple’ın aldığı gözlerden kaçmıyor. Apple, yüzde 38.1’lik büyüme ile bu alanda kırılması zor bir rekora imza attı. Piyasa gözlemcileri, Intel işlemcilerinin Ocak ayında arz edilmesine rağmen Apple’ın yeni versiyon dizüstü bilgisayarları çıkartmadığına dikkat çekiyorlar. Aynı gözlemciler, Apple’ın bu denli popüler olmasında iPhoneve iPod’un ciddi payı bulunduğunu belirtiyorlar ve karizmatik bir ürün ile çevrelerini etkilemek isteyen kullanıcıların ortak tercihinin Apple olduğu konusunda uzlaşıyorlar.

Japonya, büyümenin yüzde 10’un altında görüldüğü tek bölge olarak araştırmadaki yerini aldı. Kitagawa, Japonya’daki pazarın daha çok dizüstüve mini dizüstü bilgisayarlarla ayakta kaldığını belirterek bu ülkedeki büyümenin ABD’dekine benzer bir şekilde daha yavaş bir seyir izlediğini söyledi.

Bilgisayar satışlarının, Avrupa ve EMEA pazarında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 23’lük bir artışla 23.1 milyon adet olarak gerçekleştiği rapora yansıdı. Dizüstü pazarının, bu bölgede de yüzde 40’lık bir artış göstermesi yine araştırma rapora yansıyan önemli unsurlardan biri. Çin ve Hindistan pazarlarının 20.1 milyon bilgisayar satışı ile diğer coğrafyalar gibi hızlı bir gelişme gösterdiği gözlerden kaçmadı. Buralarda, özellikle mobil pc oranında yüzde 45.6 gibi çok ciddi bir penetrasyonun gerçekleştiği duyuruldu.

Teknoloji denildiğinde belki de en uzağa düşen Latin Amerika ülkelerinde, geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde 23.2’lik bir artışla 7 milyon adet bilgisayarın satıldığı; dizüstü bilgisayar satış oranlarının bir önceki döneme göre yüzde 55 arttığı kaydedildi.

Gartner analisti Mika Kitagawa, 2008’in üçüncü çeyreği için bilgisayar satışlarının dünya genelinde yüzde 12.3 olarak gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini açıkladı.

Kaynak: TÜBİDER

Tüketici Numara Taşınabilirliğinden Habersiz

Avea’nın pazarı ve tüketici ihtiyaçlarını takip etmek amacıyla düzenli olarak gerçekleştirdiği Pazar araştırmalarının Nisan 2008 ayağı sonuçlandı. Araştırmaya göre tüketicilerin yüzde 92’si, Numara Taşınabilirliği’nin kapsamını bilmiyor.

Avea tarafından düzenli olarak gerçekleştirilen GSM pazar araştırmasına göre, tüketicilerin yüzde 92’si, Numara Taşınabilirliği kapsamında sahip oldukları numarayı, operatör kodu dahil değiştirmeden diledikleri operatörden hizmet alabileceklerini bilmiyor. Avea’dan konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, tüm operatör kullanıcılarının içinde bulunduğu 1.787 kişi ile yapılan araştırmaya göre tüketicilerin Numara Taşınabilirliği konusunda tam olarak bilgi sahibi olmadığı kaydedildi.
 
Kasım 2008’de hayata geçirilecek olan ‘Numara Taşınabilirliği’ uygulamasının tüketiciler arasında bilinirliğinin ölçülmesi amacıyla Avea tarafından yapılan araştırmada Numara Taşınabilirliğinin ne olduğunu bildiğini söyleyenlerin oranının yüzde 8 olarak kaydedildiği aktarılan açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
 
“Numara Taşınabilirliğini bildiğini belirten, katılımcıların yüzde 65’i uygulamanın tanımını doğru yaparken, numarasının değişmeyeceğini ancak başındaki kodun değişeceğini düşünenlerin oranı yüzde 35 olarak kaydedildi. Bu çerçevede, Numara Taşınabilirliği uygulamasını doğru bilenlerin oranı tüm GSM aboneleri içinde yüzde 5 olarak tespit edildi.
 
‘Uygun konuşma fiyatları’ ve ‘sunulan uygun fiyatlı tarifeleri’ tüketiciler tarafından numaralarını taşımada öncelik verecekleri iki konu olarak belirtildi. Tüketicilerin operatör değiştirirken dikkate alacakları diğer unsurlar ise; ‘kapsama alanı’, ‘iletişim kalitesi, ‘uygun SMS ücretleri’ ve ‘güvenilirlik’ oldu.
 
Avea, fiyat avantajları ve sunulan servisleri göz önünde bulundurarak abonelerin numaralarının başındaki kodu ile birlikte, tercih ettikleri operatöre taşıyabilmeleri anlamına gelen Numara Taşınabilirliği’nin etkin bir şekilde uygulanması konusunda çalışmalarına devam ediyor. Numara Taşınabilirliği sayesinde, tüketiciler Kasım 2008’de diledikleri operatörden hizmet alabilecek, sahip oldukları numarayı değiştirmek zorunda olmadan, tercih ettikleri hizmeti ve fiyatları sunan operatörü özgürce seçebilecekler. Tüm GSM kullanıcıları Numara Taşınabilirliği hakkında detaylı bilgiye 444 1 500 nolu Avea Müşteri Hizmetleri’nden veya www.avea.com.tr adresinden ulaşabilirler.”

Kaynak: Dünya

İnternette Vergi İndirimi Geliyor

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, internet üzerindeki vergilerin hafifletilmesi için Maliye Bakanlığı ile çalışmaların devam ettiğini söyledi.
 
Yıldırım, Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) tarafından Sapanca’da düzenlenen “Elektronik Haberleşme Kanunu ve Ötesi” toplantısının ardından bir basın açıklaması yaptı.
 
Elektronik Haberleşme Kanunu’nun AB müktesebatına uyumunu esas aldıklarını kaydeden Yıldırım, yasanın, sektördeki değişik yasaları bir araya toplayan, telekomünikasyon ve bilişimle ilgili güncellenmiş bir metin olduğunu belirtti. Yıldırım, Telekomünikasyon Kurumunun kuruluş kanununun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen maddelerinin yasada yeniden düzenlendiğini anlattı.
 
Yasa ile yetki ve sorumluluk kargaşasının ortadan kalkacağını kaydeden Yıldırım, “Bundan sonra yetkilendirme ve lisans konuları daha kolay çözülecek. Şirketlerin kapatılması yerine maddi ceza getiriliyor.
 
Cezalara maddi yaptırım getiriliyor. Kapatmak yerine yaşatmayı hedefliyor. Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi, hatta mecbur tutulması hükümlerine yer veriliyor.
 
Buradaki amacımız da sektörde gelişme, büyüme olurken, yerli katkının arttırılmasını sağlamak. sadece teknolojiyi alan kullanan bir konumda olmayalım, sektörün geliştirilmesi için gençlerimizin teşvik edilmesi yer alıyor” diye konuştu.
 
İnternette vergi indirimi
 
Türkiye’deki büyümenin 6.6, sektördeki büyümenin ise 21.5 olduğunun altını çizen Yıldırım, en büyük sorunun yüksek vergiler olduğunu belirtti. Yıldırım, “Bunlar vatandaş tarafından sektör tarafından bilinen bir husus. İnternet üzerindeki vergilerin hafifletilmesi için Maliye Bakanlığı ile çalışmalar devam ediyor. İyi bir noktaya geldik, sanırım vergilerle ilgili buradan bir başlangıç yapacağız” diye konuştu.
 
Vergi indiriminin genel bütçeyi etkileyen bir konu olduğunu dile getiren Yıldırım, öncelikle internetin yaygınlaştırılması için internet üzerindeki vergi yükünün azaltılması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
 
“Hedefimiz, en geç gelecek yılın başında uygulamak. Ancak 200 milyon YTL vergi kaybı olacağı tahmin ediliyor. Bunun sürümden karşılanacağını düşünüyoruz. Vergiler konduktan sonra kaldırılması kolay olmuyordu. Bu olağanüstü dönemlerde konan bir vergiydi.
 
O zaman cep telefonu lükstü, uçak biletlerine de benzer bir uygulama var. Uçak biletlerinde bunu kaldırdık. Bu alanda da bunu yapmak istiyoruz. Bunun takipçisiyiz. Vergileri kaldırırsak, ciro, pazar daha da büyüyecek. Maliye Bakanlığı da, ‘Ben planlarımı yaptım, ya bu olmazsa ben bu açığı nasıl kapatacağım?’ diyor doğal olarak.”
 
Yıldırım, geniş bant hizmet sağlayıcı TTNet dışındaki işletmecilere pozitif ayrımcılık olarak görünecek bir indirim yapılacağını ve TTNet’ten diğer internet servis sağlayıcılara geçecek abonelerden nakil ücreti alınmaması yönünde bir karar alındığını hatırlattı.
 
Uzak mesafe telefon hizmetleri yapan şirketlerin serbestleşmenin yavaş ilerlediğini ve hakim işletmecilerin isteksiz olduğu yönünde şikayetleri olduğunu anlatan Yıldırım, benzer sorunların mobil iletişimde de yaşandığını ifade etti.
 
Yıldırım, büyük işletmeler ve hakim operatörlerin, kısıtlamak yerine küçük işletmelerin pazara girmesini, pazarın büyümesini teşvik etmesini istedi.
 
3’üncü nesil
 
3. nesil (3N) mobil hizmete ilişkin bir soruyu yanıtlayan Bakan Yıldırım, ses iletiminde ve kapsama alanında belli bir noktaya gelmesini istediklerini anlattı. Numara taşınabilirliği konusunda da belli bir noktaya gelindiğini söyleyen Yıldırım, “Ülkemizin her yerinden ses gelirse, diğer hizmetleri verebiliriz. Bu konuda bizimle aynı düşüncede olmayanlar olabilir ama biz yaygın bir kesimin bizim gibi düşündüğüne inanıyoruz” diye konuştu.
 
Kablo TV
 
Kablo TV’ye ilişkin olarak hukuki sürecin devam ettiğini anlatan Yıldırım, konuya ilişkin ihtilafları bir kenara bırakacaklarını söyledi.
 
Yıldırım şunları kaydetti:
 
“İhtilafların sonuçlanmasını beklemeden bir şekilde kablonun daha aktif hale getirilmesi ve alternatif bir altyapı şeklinde kullanılması, değerlendirilmesi için çalışmalarımızı başlattık. İhtilafları olduğu gibi bırakacağız, onları beklersek daha fazla gecikmiş oluruz ve bu altyapıdan da istediğimiz şekilde faydalanamayız. Arkadaşlarımız birkaç model üzerinde çalışıyorlar. Uzun vadeli kullanım hakkı da olabilir, alt yapının tamamen verilmesi şeklinde de olabilir. Bu modeller üzerinde çalışmaya başladık.”
 
Şehiriçi telefon hizmeti
 
Şehir içi telefon hizmetinin serbestleştirilmesi konusunda yargının durdurma kararı bulunduğunu ancak bu sürecin beklenmeyeceğini ifade eden Yıldırım, “Mahkemenin durdurma nedenlerini dikkate alarak yeni bir yönetmelik düzenlemesi yapılacak. Ondan sonra yola devam edeceğiz” dedi.
 
Yıldırım, ADSL bağlantısı için telefon abonesi olma şartının hatırlatılması üzerine, Telekomünikasyon Kurumunun dünyadaki uygulamaların nasıl olduğuna ilişkin bir çalışma yaptığını söyledi.

Kaynak: CNN TÜRK

İnternet Her Yerde

Yeni geliştirilen ‘USB Stick’ ile artık her yerden internete bağlanılabilecek

Vodafone’dan yapılan yazılı açıklamada, Temmuz itibariyle başlayan kampanya kapsamında, “Hesaplı İnternet Paketleri” arasından 1 GB’lık paketi seçen ve 12 aylık kullanma taahhüdü veren Vodafone abonelerinin, Vodafone USB Stick modem cihazına ücretsiz sahip oldukları ve aylık sabit ücreti indirimli olarak ödedikleri kaydedildi.

GPRS ve EDGE teknolojilerini destekleyen ve Windows ile MAC OS X işletim sistemiyle çalışabilen yeni ürünün, doğrudan bilgisayarın USB girişinden bağlantı yaptığı ve herhangi bir USB kablosuna ihtiyaç duymadığı belirtildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi: “Vodafone Mobile Connect USB Stick Kampanyası kapsamında, ‘Hesaplı Internet Paketleri’-1 GB’lık paketi 12 ay boyunca kullanma taahhüdü veren Vodafone aboneleri, Vodafone Mobile Connect USB Stick cihazına ücretsiz sahip olurken, aylık sabit ücreti 35 YTL olan ‘Hesaplı İnternet Paketleri-1 GB’lık pakete ise ayda sadece 25 YTL ödüyorlar. İlgili fiyatlara KDV ve ÖİV dahil edildiğinde ‘Hesaplı İnternet Paketleri’-1 GB’lık paket aylık sabit ücreti 42,42 YTL, indirimli ‘Hesaplı İnternet Paketleri’- 1GB’lık paket aylık sabit ücreti ise 30,30 YTL’dir.”

Vodafone Türkiye Promosyon ve Uluslararası Teklifler Bölüm Başkanı Erkut Erkut, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Vodafone Mobile Connect USB Stick, kullanıcının istediği yerden istediği an internete bağlanabilmesini sağlıyor. Bir memory stick kadar küçük olan bu yeni ürünümüz, piyasadaki benzerlerine kıyasla hem daha ekonomik hem de son derece kullanıcı dostu oluşuyla dikkat çekiyor” dedi.

Kaynak: TÜBİDER