Stilleri Aynı Sayfadan Çağırmak

Bir önceki yazımda sayfamıza css dosyalarının dışarıdan nasıl bağlanacağını göstermiştim. Bu yazıda ise css nin aynı sayfada nasıl yer aldığını ve kullanıldığını anlatmaya çalışacağım. Gerçi Dreamweaver gibi bir web editörü kullanıyorsanız program bu işlemi otomatik olarak da gerçekleştirebilir.

Herşeyden önce sayfamızda bir stil kullanmak istiyorsak önce ilgili kodları yazmalıyız ve bu kodları mutlaka sayfa başında yazmaya özen gösterin. Şimdi aşağıdaki örnek kodu bir inceleyelim.

<style type="text/css">
<!--
body {
     background-color: #ffffff;
     background-image: url(images/bkg.jpg);
     background-repeat: repeat;
}
.style1 {
     font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;
     color: #6582BE;
}
-->
</style>

Kodlarımızın düzgün çalışması için değerleri yukarıda da görüldüğü gibi <style type=”text/css”> <!– ile –> </style> satırların arasına yazmalıyız. Bu satırları da siz yazmak zorundasınız. Her bloğun adından önce bir nokta konulduğuna; bloktaki değerlerin noktalı virgül işareti ile sonlandırıldığına ve tüm değerlerin köşeli parantezler içinde yer aldığına dikkat edin yoksa kod çalışmayacaktır.

Kodun ilk bloğunda arkaplan özellikleri, ikinci bloğunda ise style1 etiketli yazılara ait özellikler var. Hangi kod ne işe yarıyor az çok tahmin edebiliyorsunuzdur. Eğer edemiyorsanız da ilerde sıfırdan bir css kodu yazmayı göstermeyi planlıyorum.

Şimdi yukarıdaki gibi kodu yazdıktan sonra bunu nasıl çağıracağımızı gösterelim. Aşağıdaki kodu inceleyiniz.

<span class="style1">HayalEt Yazılım</span>

 Böylece yazımız style1 bloğunda belirtilen özelliklere göre şekillenecektir. Eğer özellik vermek istediğimiz nesne bir yazı değil de mesele bir metin kutusu olsaydı o zamanda şöyle yapacaktık.

<input name="textfield" type="text" class="style1" id="textfield">

Eğer düz metine bir stil uygulamıyorsak >span> etiketini kullanmamıza gerek olmadığını bu örnekten anlayabiliriz.

<hr> <p> gibi html etiketleri için de stil tanımlayabiliyoruz. Üstelik eğer bunlar için sadece bir tane stil tanımlarsak her seferide bunların hangi stil dosyası ile çalışacaklarını göstermek için de kod yazmaya gerek kalmıyor. Bu işlemin nasıl yapıldığını da bir sonraki yazımda anlatacağım.

Yazılımları Türkçe Kullanmak

Teknoloji alanında yaşanan gelişmeler ister istemez yazılımları da etkiliyor ve günümüzde yazılımlar oldukça kapsamlı işlemleri yapabilmeyi olanaklı kılıyor. Donanımların, bundan birkaç sene önceye kıyasla çok daha fazla gelişmesi ile yazılımlardan da beklentiler artıyor.

Yaklaşık 10 yıl öncesine kadar yazılım denince akıllara basit işletim sistemleri, kelime işlemci ya da basit boyama programları geliyordu oysa günümüzün yazılımları artık çok daha yetenekli. Matbaa-basım, resim işlemleri, komple ofis çözümleri ve üç boyutlu tasarımların kolayca yapılabilmesini sağlayan bir sürü yazılım var…

Türkiye de son yıllarda yazılım alanında kendinden söz ettirmeyi başaran yeni ülkelerden birisi ve bu durum her geçen gün biraz daha ivme kazanarak artmaya devam ediyor. Artık Türk yazılım firmaları yurt dışı ihalelerde yarışabiliyorlar. Hatta NATO standartlarına uygun yazılım ve donanım üretebiliyorlar.

Bu duruma en iyi örnek ise 2007 Kasım ayında üç Türk kardeşin sahibi olduğu bir firmanın çıkardığı bir oyun olabilir. Oyun, bütün dünyada büyük bir ilgiyle karşılandı ve oynandı. Çoğu oyun sitesi ve dergisi oyuna tam not verdi. Yapımcılar bir de oyunun yüzde yüz Türkçe versiyonunu çıkardılar.

Türkiye’nin yazılımdaki atakları neticesinde Türkçe desteği sunan yazılımlar da çoğalıyor. Aslında alanında uzmanlaşmış çoğu kişi yazılımlarda Türkçe seçeneğinin bulunup bulunmamasını pek önemsemiyor çünkü çeviri yapılırken bazı durumlarda kelimelerin uygun karşılığı bulunamayabiliyor. Bu durum profesyoneller için kabul edilemez bir durum oluşturuyor. Bazı durumlarda da insanlar programları ilk öğrendikleri şekilde kullanmak istiyorlar.

Ancak yazılımlarda Türkçe desteğinin bulunması hem öğrenmeye yeni başlayanlar için bir kolaylık hem de daha fazla kişinin öğrenmesini teşvik etmek için bir etken oluşturabilir. Tabi burada bahsedilen durum ile Türkçe destekli yazılımların sayısı arasında da bir doğru orantı mevcut.

Pek çok ünlü yazılım firması, alanlarında neredeyse alternatifsiz yazılımlarına birkaç dil desteği ekleyerek kullanıcılara sunmalarına rağmen bu tür yazılımların hatırı sayılır kısmında Türkçe seçeneği bulunmuyor.

Türkçe seçeneğinin pek çok yazılımda bulunmama nedeni aslında çok basit. Yazılıma eklenecek diller seçilirken, programın en çok kullanıldığı ülkeler tercih edilir ve eklenecek dillere bu verilere göre karar verilir.

İlk bakışta Türkiye’de de kullanıcı sayısı oldukça fazla gibi gözükse de bu kullanıcıların çoğu ya yazılımın orijinal sürümünü kullanmıyorlardır ya da kayıtlı kullanıcılar değildir. Pek çok program bilgisayara kurulduktan sonra kullanıcılara bir kayıt (registration) seçeneği sunar.

Bu şekilde firmalar hem programlarını kimlerin kullandıklarından haberdar olurlar hem de kullanıcılar kolay ve hızlı bir şekilde teknik destek ve yardım alabilirler.

Firmalar doğal olarak en fazla satışı yaptıkları yerlere daha çok yatırım yapar ve o ülkelere özel avantajlar sunarlar. Bu noktada lisanslı yazılım kullanmanın önemi bir kere daha ortaya çıkıyor.

Diğer yandan özellikle açık kaynaklı yazılımlarda çoklu dil desteğinin daha fazla olduğu görülüyor. Bu tür yazılımlar ücretsiz oldukları gibi kaynak kodlarını kullanıcılara açıyorlar ve her ülkeden bu işle ilgili kullanıcılar programı kendi dillerine çevirebiliyorlar.

Açık kaynaklı yazılımların bazıları da kendilerine özgü bir dil dosya formatıyla geliyorlar ve genelde bu dosyalar hemen hemen her metin editörü ile açılabiliyorlar. Açılan dosyada İngilizce yazılan ifadeler Türkçeye çevirilince program da Türkçe oluyor. Sadece açık kaynaklı değil aynı zamanda bazı ticari yazılımlar da harici bir dil dosyasıyla gelirler ve bunların tercüme edilmesi daha kolaydır ancak çoğu durumda ticari yazılımlar dil desteğini uygulama dosyasının içine gömmeyi tercih eder.

Yukarıdaki duruma uyan  yazılımlar için de Türkçe yama paketleri bulunuyor. Sadece bunları barındıran web sayfaları bile mevcut ancak bu tür yamaların resmi olmadığı da unutulmamalıdır. Bu tür yamalar genelde programın ana uygulama dosyasına müdahale ederek çalıştıkları için böyle bir işlem uygulanmadan önce ilgili programın bir yedeğinin alınması yerinde bir karar olacaktır.

Tabi bu seçenekler içinde en güzeli direk üretici tarafından sunulan dil desteğidir. Bunun için ülkedeki lisanslı yazılım kullanım oranının artması ve dolayısı ile üreticiye ülkenin iyi bir pazar olduğunun gösterilmesi gerekmektedir.

Fareye Elveda mı?

Önde gelen araştırma şirketlerinden Gartner analiz firması uzmanı Steve Prentice, bilgisayar faresinin 3 ila 5 yılda ortadan kalkacağı tahmininde bulunarak, bunun yerini, dokunmatik ekran ve yüz tanıma cihazları gibi harekete duyarlı bilgisayar sistemlerinin alacağını belirtti.

“Fare, masaüstü çevreyle iyi çalışıyor, ama ev eğlence sistemleri için veya dizüstü bilgisayar ile çalışırken artık bitti” diyen Prentice, bu tahminini, oyun dünyasından esinlenerek yeni interaktif arayüz üreten tüketici elektroniği firmalarının çabalarının yönlendirdiğini kaydetti.

Ev eğlence elektroniği yüz tanıma sisteminde Panasonic şirketinin liderlik yaptığını ve klasik uzaktan kumanda yerine kullanıcı bir elini kaldırdığında cihazın verilen komutu anladığını kaydeden analist, “Hem yüzünüzü de tanıyor ve sizin siz olduğunuzu biliyor, ardından ekrana sizin menünüzü getiriyor. Elinizi hareket ettirerek, istediğinizi seçiyorsunuz” diye konuştu.

Prentice, Sony, Canon ve diğer video ve fotoğraf makinesi üreticilerinin de gerçek zamanlı yüz tanıma sistemleri kullandıklarını belirterek, “Bunlar siz gülseniz bile sizi tanıyor. Bunların hepsi daha akıllıca şeyler için bilgisayarın gücünü kullanmak” dedi.

20 yılda 500 milyondan fazla bilgisayar faresi satan Logitech firmasının üst düzey yöneticisi Rory Dooley de, yakında farenin “ölümünün” beklendiğini belirterek, insanların bilgisayarlarla iletişim kurabilme yollarının giderek arttığını, kendi şirketinin de bunların birçoğunu ürettiğini söyledi.

Dooley, bu yıl içinde bilgisayar faresinin doğumunun 40. yıl dönümünü kutlamaya hazırlanırken, Gartner firmasının tahmininin gelişmekte olan ülkelerin internete bağlanmakta olduğu bir ortamda çok iç karartıcı olduğunu da sözlerine ekledi.

Bilgisayar faresi Dr. Douglas Engelbart tarafından Stanford Araştırma Enstitüsü’nde icat edilmiş, ancak PC devriminin fareyi gerekli kılmasından önce, 1987’de patent süresinin dolmasından ötürü, Engelbart hiçbir zaman bu buluşundan maddi kazanç sağlayamamıştı

Kaynak: TÜBİDER

Geleceğin Bilgisayarına Türk İmzası

18 Temmuz 2008 – Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (NANOTAM) ve Harvard Üniversitesi’nin ortak yürüttüğü projede, geleceğin bilgisayar teknolojisi olarak öngörülen kuantum bilgisayarlarda kullanılacak nanooptik devreler geliştiriliyor.

Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi ve Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (NANOTAM) Başkanı Prof. Dr. Ekmel Özbay, projenin Türkiye ayağının yürütücüsü olarak görev aldığını ve bu araştırmaların sonucunda ortaya çıkan buluşlarla gelecek nesil bilgisayarlara Türkiye’nin de büyük katkısı olacağını belirtti.

Günümüzde kullanılan bilgisayarlardaki işlemci teknolojisinin silikon malzemesine dayandığını belirten Prof. Dr. Ekmel Özbay, “Şimdiye kadar transistörlerin boyutlarının küçülmesi sayesinde her 2 yılda bir, bilgisayarlar 2 kat hızlanabiliyordu. Ama silikon temelli bu teknoloji ile 10 yıl sonra bir hız sınırına ulaşacağız ve silikon temelli bu bilgisayarları daha hızlı yapamayacağız” dedi.

Bu nedenlerle silikon teknolojisinin yerini alacak yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve yeni nesil işlemcilerin üretilmesi gerektiğini vurgulayan Özbay, projedeki temel amaçlarının geleceğin süper bilgisayarlarının yapıtaşlarının nanoteknoloji ile üretilmesi olduğunu söyledi. Özbay, şöyle devam etti:

“Kuantum bilgisayarlar klasik akrabalarından farklı olarak, mikroskobik dünyaya hükmeden kuantum yasalarına dayalı olarak çalışıyorlar. Çalışma mekanizmasındaki bu değişikliğin sonucunda kuantum bilgisayarların günümüzdeki süper bilgisayarların yanına bile yaklaşamadığı bir takım zor problemleri çok kolay çözebilecek performansa sahip olacak. Günümüz teknolojisinin 10 yıl sonra teknolojik ömrünü doldurması ile yeni nesil nanoteknoloji temelli kuantum bilgisayarların günlük kullanıma girmesi hedefleniyor. Bu araştırmalar sonucunda ortaya çıkan yeni teknolojik buluşlar ile gelecek nesil bilgisayarlara Türkiye’nin imzasını atacağız.”

Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Marco Loncar’ın projenin yürütücüsü olduğunu söyleyen Özbay, Loncar’ın araştırma grubunda bilim adamı olarak görev yapan Dr. İrfan Bulu’nun projede kullanılacak nanotel ve nanoLED yapılarının üretimi için Bilkent-NANOTAM’ı ziyaret ettiğini bildirdi.

KUANTUM SEVİYESİNDE İŞLEMLER YAPABİLECEK NANODEVRELER GELİŞTİRİLECEK

Dr. Bulu ise Türkiye’de yapılan nanoteknoloji çalışmalarının tüm dünyada ilgi ile takip edildiğini belirterek, projeyle ilgili “Harvard-Bilkent ortak tasarımı ile Bilkent’te üretilen nanotel ve nanoLED’lerin kuantum optik özelliklerini Harvard’daki nanooptik merkezinde test edeceklerini ifade etti.

Bulu, “Amacımız tek foton ile çalışan ve kuantum seviyesinde sayısal işlemler yapabilen nano devreler geliştirmek. Bu nano devreler ise kuantum bilgisayarlarının yapımında kullanılacak” diye konuştu.

Kaynak: NTV MSNBC – AA

JavaRa 1.10

Genelde Java kütüphanesine ihtiyaç duyan programlar kurulurken yeni sürümü indirip kurabilirler ya da program kaldırılırken eski java dosyaları silinir ancak bazı durumlarda bu işlemler gerçekleşmeyebilir.

JavaRa bu tür sorunları çözmenize yardımcı olam bir program… Eski Java Runtime Library dosyalarınızı bilgisayarınızdan kaldırabilir ve yeni JRE güncellemeleri de kontrol edebilirsiniz.

İndirmek için tıklayın

Opera Mobil 9.5 Beta Yayında

Mobile World Kongresi’nden beri beklenen Opera Mobile 9.5’un beta sürümü çıktı.

Opera’nın Windows Mobile üzerinde çalışan tarayıcısı Opera Mobile 9.5’in betası, bugünden itibaren indirilebilir duruma geçti.

9.5 beta’nın kullanıcılara getirdiği yenilikler, kullanımı daha kolay ve rahat hale getirilen arayüzle başlıyor.

Daha şık, daha derli toplu bir arayüze kavuşan tarayıcının yeni marifetleri, tabii ki bu kadarla kalmıyor.

Tarayıcı artık aynı Opera Mini gibi web sayfalarını açılır açılmaz tanımlayıp, kullanıcının sitenin tamamını görüntülemesine, dikkatini çeken alanları kaydırıp yakınlaştırmasına olanak tanıyor.

En hızlı ve en çok standart tanıyan tarayıcılardan biri olan Opera Mobile, 9.5 betayla ile de bu şanını gölgelemiyor. Hatta artık daha da çevik, çünkü web sayfaları ve resimler tek bir dokunuşla telefona kaydedilebiliyor.

Opera Mobile 9.5 beta’da, geliştiriciler de düşünülmüş. Opera’nın geliştirme aracı Dragonfly, betayla birlikte platformlar arası uçuşlara başlıyor. Geliştiriciler artık JavaScript hatalarını ayıklayabilecek, DOM ve CSS’leri inceleyerek yanlışları kolayca görüp tarayıcının canına can katacaklar.

Kaynak: TÜBİDER

Bilgisayar Satışları Artıyor

Connecticut, ABD merkezli bilişim araştırma ve danışmanlık şirketi Gartner’ın dünya çapında yaptığı son pazar araştırmalarına göre bilgisayar satışları tahminlerin üzerinde oranlarda gerçekleşmeye devam ediyor.

Gartner’ın, dün yaptığı açıklamaya göre 2008’in ikinci çeyreğinde 71.9milyon adet satılan bilgisayarın geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde 16’lık bir artışa denk geliyor. ABD’de içinde aynı çeyrekde satılan bilgisayar miktarının ise bir önceki seneye oranla yüzde 4.2 artarak 16.5milyon adet gerçekleştiği açıklandı.

Ekonomilerin büyük sorunlar yaşadığı dönemde bilgisayar parçası üreticilerinin fiyatlarında ciddi oranlarda indirimler yapmalarının ve son kullanıcıya satış yapan teknoloji marketlerinin avantajlı ödeme planları sunmalarının büyük payının olduğu belirtiliyor.

Gartner analistlerinden Mika Kitagawa, üreticilerin, hem bireysel tüketici, hem de kurumsal müşteriler için fiyatlarda bu denli ciddi indirimler yapmalarını beklemediklerini açıkladı. Kitagawa, büyük üreticilerin ciddi fiyat indirmeler dolayısıyla etkilenmelerinin düşük bir ihtimal olduğunu ancak,küçük ve orta ölçekli satıcıların kar marjlarındaki kayıp dolayısıyla ciddi sarsıntılar yaşayabileceklerini ifade etti.

HP, 2008’in ikinci çeyreğinde sağladığı yüzde 18.1’lik payıyla bilgisayar pazarındaki liderliğini sürdürüyor. Farklı satış yöntemi izleyen Dell’in ise yüzde 15.6 pazar payıyla HP’nin hemen arkasından gelmeye devam ediyor.Ancak Dell’in, yeni satış kanalları arayışlarının satışlarındaki payını etkileyebileceği belirtiliyor.

Elektronik dünyasında en iyi sonuçları Apple’ın aldığı gözlerden kaçmıyor. Apple, yüzde 38.1’lik büyüme ile bu alanda kırılması zor bir rekora imza attı. Piyasa gözlemcileri, Intel işlemcilerinin Ocak ayında arz edilmesine rağmen Apple’ın yeni versiyon dizüstü bilgisayarları çıkartmadığına dikkat çekiyorlar. Aynı gözlemciler, Apple’ın bu denli popüler olmasında iPhoneve iPod’un ciddi payı bulunduğunu belirtiyorlar ve karizmatik bir ürün ile çevrelerini etkilemek isteyen kullanıcıların ortak tercihinin Apple olduğu konusunda uzlaşıyorlar.

Japonya, büyümenin yüzde 10’un altında görüldüğü tek bölge olarak araştırmadaki yerini aldı. Kitagawa, Japonya’daki pazarın daha çok dizüstüve mini dizüstü bilgisayarlarla ayakta kaldığını belirterek bu ülkedeki büyümenin ABD’dekine benzer bir şekilde daha yavaş bir seyir izlediğini söyledi.

Bilgisayar satışlarının, Avrupa ve EMEA pazarında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 23’lük bir artışla 23.1 milyon adet olarak gerçekleştiği rapora yansıdı. Dizüstü pazarının, bu bölgede de yüzde 40’lık bir artış göstermesi yine araştırma rapora yansıyan önemli unsurlardan biri. Çin ve Hindistan pazarlarının 20.1 milyon bilgisayar satışı ile diğer coğrafyalar gibi hızlı bir gelişme gösterdiği gözlerden kaçmadı. Buralarda, özellikle mobil pc oranında yüzde 45.6 gibi çok ciddi bir penetrasyonun gerçekleştiği duyuruldu.

Teknoloji denildiğinde belki de en uzağa düşen Latin Amerika ülkelerinde, geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde 23.2’lik bir artışla 7 milyon adet bilgisayarın satıldığı; dizüstü bilgisayar satış oranlarının bir önceki döneme göre yüzde 55 arttığı kaydedildi.

Gartner analisti Mika Kitagawa, 2008’in üçüncü çeyreği için bilgisayar satışlarının dünya genelinde yüzde 12.3 olarak gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini açıkladı.

Kaynak: TÜBİDER

Menülerin Flash Altında Kalma Sorunu

Web sayfası yaparken en olmadık zamanlarda en olmadık sorunların çıkması adeta bir kural… Geçenlerde bir web sitesi yaptım. Üstüne de flash formatında hazırlanmış bir banner yerleştirdim ve site tıkır tıkır çalışıyordu ancak site sahibi sol tarafta bulunan menünün açılır bir menü olmasını istedi. Ben de öyle yaptım. Sayfayı bir kontrol edeyim deyince beni bir sürpriz bekliyormuş. Menü sola doğru açılınca flash bannerin üstüne gelen kısım bannerin altında kalıyordu. Yani banner sanki havada yüzüyor ve onun alanına giren her şeyin üstünde duruyordu.

Bu sorunu çözmek için yaptıklarım:

Sayfaya flash ekleyince ilgili bölümde şöyle bir kod parçası oluşur

<param name="allowFullScreen" value="false" />

Bu kodun altına ben şöyle bir şey yazdım

<param name="wmode" value="transparent" />

Bu kod pek çok kere işe yaramıştı fakat bu kez işe yaramadı o zaman hem menü hem de banneri ayrı ayrı DIV içine alıp iki DIV in z-index değerlerini farklı yapmayı düşündüm ama hem sayfa hem de stiller üzerinde değişiklik yapmaya üşendim.

Ben de FLASH 8 ile yaptığım banneri FLASH CS3 ile açıp tekrar kaydettim. Kaydederken sordu bu dosyayı yeni formata göre mi kaydedeyim diye. Öyle kaydedersem eski sürümlerle açamayacaktım. Ben de vardır bunda bir iş dedim ve kaydettim. Daha sonrada File menüsünden Publish seçeneğine tıkladım. Böylece banner için fla, swf ve html uzantılı dosyalar oluşturuldu. Bir de js dosyası… (Bu js dosyasını swf ile server a atınca artık explorer “Bu denetimi etkinleştirmek için tıklayın” diye bir saçmalık yapmıyor )

Oluşturulan html dosyasının içine bakınca swf dosyasını göstermek için CS3 sürümünün eskiler oranla da ha çok kod yazdığını gördüm.

Kodlar artık şunun gibiydi.

'codebase', 'http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swfla...
'width', '675',
'height', '150',
'src', 'flash/banner.swf',
'quality', 'high',
'pluginspage', 'http://www.macromedia.com/go/getflashplayer',
'align', 'middle',
'play', 'true',
'loop', 'true',
'scale', 'showall',
'wmode', 'window',
'devicefont', 'false',
'id', 'Untitled-3',
'bgcolor', '#ffffff',
'name', 'banner',
'menu', 'true',
'allowFullScreen', 'false',
'allowScriptAccess','sameDomain',
'movie', 'banner',
'salign', ''

Tabi yukarıdakiler kodların tamamı değil ama bizim işimize yarayacak olan yukarıda. Bu da bize yeter.

Yukarıdaki 'wmode', 'window', satırına dikkat edin. O satırı aşağıdaki gibi değiştirince sorunum düzeldi.

'wmode', 'opaque',

Evet biraz uğraştım ama sonunda sorunumu bu şekilde çözüme kavuşturdum.

Tüketici Numara Taşınabilirliğinden Habersiz

Avea’nın pazarı ve tüketici ihtiyaçlarını takip etmek amacıyla düzenli olarak gerçekleştirdiği Pazar araştırmalarının Nisan 2008 ayağı sonuçlandı. Araştırmaya göre tüketicilerin yüzde 92’si, Numara Taşınabilirliği’nin kapsamını bilmiyor.

Avea tarafından düzenli olarak gerçekleştirilen GSM pazar araştırmasına göre, tüketicilerin yüzde 92’si, Numara Taşınabilirliği kapsamında sahip oldukları numarayı, operatör kodu dahil değiştirmeden diledikleri operatörden hizmet alabileceklerini bilmiyor. Avea’dan konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, tüm operatör kullanıcılarının içinde bulunduğu 1.787 kişi ile yapılan araştırmaya göre tüketicilerin Numara Taşınabilirliği konusunda tam olarak bilgi sahibi olmadığı kaydedildi.
 
Kasım 2008’de hayata geçirilecek olan ‘Numara Taşınabilirliği’ uygulamasının tüketiciler arasında bilinirliğinin ölçülmesi amacıyla Avea tarafından yapılan araştırmada Numara Taşınabilirliğinin ne olduğunu bildiğini söyleyenlerin oranının yüzde 8 olarak kaydedildiği aktarılan açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
 
“Numara Taşınabilirliğini bildiğini belirten, katılımcıların yüzde 65’i uygulamanın tanımını doğru yaparken, numarasının değişmeyeceğini ancak başındaki kodun değişeceğini düşünenlerin oranı yüzde 35 olarak kaydedildi. Bu çerçevede, Numara Taşınabilirliği uygulamasını doğru bilenlerin oranı tüm GSM aboneleri içinde yüzde 5 olarak tespit edildi.
 
‘Uygun konuşma fiyatları’ ve ‘sunulan uygun fiyatlı tarifeleri’ tüketiciler tarafından numaralarını taşımada öncelik verecekleri iki konu olarak belirtildi. Tüketicilerin operatör değiştirirken dikkate alacakları diğer unsurlar ise; ‘kapsama alanı’, ‘iletişim kalitesi, ‘uygun SMS ücretleri’ ve ‘güvenilirlik’ oldu.
 
Avea, fiyat avantajları ve sunulan servisleri göz önünde bulundurarak abonelerin numaralarının başındaki kodu ile birlikte, tercih ettikleri operatöre taşıyabilmeleri anlamına gelen Numara Taşınabilirliği’nin etkin bir şekilde uygulanması konusunda çalışmalarına devam ediyor. Numara Taşınabilirliği sayesinde, tüketiciler Kasım 2008’de diledikleri operatörden hizmet alabilecek, sahip oldukları numarayı değiştirmek zorunda olmadan, tercih ettikleri hizmeti ve fiyatları sunan operatörü özgürce seçebilecekler. Tüm GSM kullanıcıları Numara Taşınabilirliği hakkında detaylı bilgiye 444 1 500 nolu Avea Müşteri Hizmetleri’nden veya www.avea.com.tr adresinden ulaşabilirler.”

Kaynak: Dünya

Liste Kutusu Öğelerini Etkisiz Yapmak

Şu aralar hazırlamakta olduğum bir web sayfasının bir bölümünde üyeleri çeşitli gruplara ayırarak; bu grupların her birine topluca ya da her üyeye ayrı ayrı mesaj gönderebilmek için bir kod yazmak gerekiyordu. Ben de bu kodu yazdıktan sonra bir de bu mesajlar için düzenleme sayfası yaptım. Bu sayfada mesajın kimlere gönderildiği görülecek ve gerekirse başka üyelere de yeniden gönderilebilecek.

Daha iyi anlaşılması için olayı aşağıdaki resimle anlatmaya çalışacağım.

Görüldüğü üzere sol tarafta 5 adet liste kutusu ve bunların içinde de 5 gruptan hangisine uygunsa o kutunun içinde sıralanan üye adları bulunuyor. Ortadaki ekle veye kaldır butonlarından sol taraftan seçilmiş üyeler sağ taraftaki büyük kutuya taşınarak Gönder tuşuna basıldığında ilgili üyelerin e-posta adresleri veritabanından alınarak üyelere posta atılıyor.

Buraya kadar bir sorun yok. Düzenleme sayfasında bu beş kutunun üst taraflarında ilgili mesajın daha önce gönderildiği üyelerin listelenmesi gerekiyor ancak yanlışlıkla aynı üyelere tekrar mesaj gönderilemesin diye de listedeki bu üyeleri etkisiz yani “disable” yapmam gerekiyor.

İlk bakışta çok basit gibi görünüyordu ki aslında gerçekten de çok basitmiş. Yukarıdaki durumu oluşturmak için ben de şöyle bir kod yazdım.

<option value="uye_deger" disabled="disabled">uye_adi</option>

Bu kodun bana istediğim sonucu vermesi lazımken bir türlü olmuyordu. Delirdim resmen… Sonunda bir Google abiye danışayım dedim. Meğerse bu kod Internet Explorer hariç bütün tarayıcılarda çalışıyormuş yalnız IE de sorun yaratıyormuş çünkü Microsoft madem o kutuya o değeri doldurdun o zaman kullanacaksın etkisiz yapamazsın diyormuş. Eee bana lazım oldu ne yapacağım diye düşünürken onun da çaresini buldum. Kod zaten Firefox ve Opera da çalışıyordu. Sadece Explorer için de şu adresten indirdiğim Java Script ile sorunu çözdüm.

Eğer bir gün size de lazım olursa önce benim yukarıda yazdığım şablona benzer şekilde kodunuzu yazın yani liste veya combo kutularının option bölümüne disable değerini ekleyin. Sonra buraya tıklayarak ilgili kodu indirin. En sonunda da sayfanızın başına şu kodu ekleyin.

<script type="text/javascript" src="select-option-disabled-emulation.js"></script>

Burada öneli olan nokta yukarıdaki kodun düzgün çalışması için indirdiğiniz dosyanın adını değiştirmemeniz ve ilgili dosyanın sayfanızla aynı dizin içinde olması gerektiğidir. Eğer bunları değiştirirseniz; kodda da uygun düzenlemeleri yapmayı unutmayın.

Kolay gelsin